Geçmiş = Depresyon Gelecek = Kaygı Şimdi = Huzur
Lao Tzu nun ünlü bir sözünde derki, eğer kişi depresyonda ise, geçmişte yaşıyordur, kaygılı ise gelecekte… İnsan ancak şimdiki zamanda, şimdi ve burada ise huzurludur.
Günümüzde herkes nefes nefese, hep koşturuyoruz, herkesin yetişeceği bir yer var, yapması gereken şeyler. Şöyle olmalı, böyle yapmazsam olmaz, eğer o böyle yaparsa ben de şöyle davranmalıyım, vs… Geleceğe dair atıflar, gelecekte olabilecek ihtimallerin zihinde sıralanması, insanların nasıl davranacaklarına ilişkin endişeler, gelebilecek tehlikeler günümüzün moda hastalıklarına kapı açan yegane sebepler aslında. Panik Atak, kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği gibi bir çok rahatsızlığın kökeninde hep –ecek –acak gelecek zaman fiil çekimi var. Dünya artık güvenilir bir yer değil, insanlar hiç değil, herkes herkese herşeyi yapabilir, ve insanoğlu hep tetikte olmalıdır. Planlar yapılmalı, ona göre adım atılmalı hayatta. Olabilecek en kötü ihtimaller düşünülmeli.
İyi tamam güzel de, ey insanoğlu, şimdiye kadar düşündüğünün ne kadarını yaşadın??? Yaşadığın şeylerini ne kadarını planlamıştın? Hayat senin planlarına kahkalarla gülerken, sen kimi ne kadar yönetebildiğini, hangi olaya ne kadar yön verebildiğini zannettin. Ve ayrıca, bu korkudan dolayı neler çektin? İçindeki kaygılarla kaç gece uykusuz kaldın? Uykusuz kalmakla da yetinmedin, ağladın, üzüldün. Ama en önemlisi şimdinin tadını çıkaramadın…
Peki ya geçmiş. Bizi biz yapan, yaşadıklarım, derslerimiz, hayata bakışımız, herşeyimiz geçmiş. Sen bu garibim insanoğlunu ne kadar çok meşgul ettin böyle. Şimdinin popüler deyişi ile “ne çektik sen be ya ne çektik!” Bi türlü çıkamadık etkinden, bize ettiklerinden, olanı olduğu yerde bırakamadık. İnsanlar ayaklarına takıp sürüdü getirdi iyi kötü herşeyi. Ölümleri, terk edilişleri, aldatılmaları, küslükleri, başarısızlıkları, haksızlıkları. Bunlar yaşanıp bitmişti belki ama insanlar acıyı sevdi heralde. Mutsuz olmayı kabul etmek, Mutlu olmaya çalışmaktan daha kolay geldi çünkü…
Hayalleri yarım kalmış, kaygıları sınırları aşmış, endişeden uyuyamayan, acılarını en leziz yemeklerle besleyip büyüten, geçmiş ve gelecekte yaşayan herkes! Size kötü bi haberim var! Mutlu olabileceğiniz tek anı, şu anı kaçırıyorsunuz! Değiştiremeyeceğiniz geleceği kabullenmekten kaçmak, hiç dokunamayacağınız geleceği “kafanızda” düzenleyip durmak, aldığınız nefesin kıymetini bilmekten daha mı kolay bilemem… Ama bir de “kader” diye bişey var galiba! İnsakda inanmasak da…
Kabul edebildiğim kadar depresyondan uzağım! Planlarımı plan olarak bırakabildiğim kadar kaygısızım! Ve beni ben yapan, şuan sahip olduğum ne varsa, onlara müteşekkir olduğum kadar huzurluyum!